Bir Otomotiv Fuarı nerelere götürür insanı?

Dün, TÜYAP'taydım. 5. Ticari Araçlar, Otobüs ve Tedarik Sanayi Fuarı. TEZEL olarak ISUZU ile doğrudan bir gönül bağı geliştirdiğimiz için önce ISUZU'yu ziyaret ettik. İnsan gerçekten de araçlara baktığında, benim de bunda emeğim var duygusu ile ayrı bir sempati hissediyor. Bu sempati, tüm emek verdiğimiz şeyler için geçerli değil mi? Uğraşıp durduğumuz sanal oyun çöktüğünde dahi derin bir acı hissedebiliyoruz: Çok emek vermiştim ben ona yaaa...


İşi de böyle insanın. Emek verince sahipleniyoruz. Peki her insan işine emek vermiyor mu ki, bazısı işini sahiplenmiyor, bazısı sahipleniyor? Buna etkiyen başkaca faktörler de muhakkak var ama bence en önemlisi "değerler" ile ilgili. Eğer emek verdiğiniz şey değerlerinizle örtüşüyor ise o gerçek kalbî bağ gelişiyor. Meselâ benim ISUZU'ya sempatimin en önemli kaynağı "çalışanlarına gösterdiği nezakettir". Saygı ve nezaketi her kısımda derinlemesine hissedersiniz. Saygı benim için en önemli değerlerden biri olduğu için de doğrudan kalbime dokunuyor işte.

Kalbimize dokunan bir çok şeyden biri değerler sistemimizdir. Yaşamımızda kararlarımıza, reflekslerimize, davranışlarımıza doğrudan etkir değerlerimiz. Bir ara çokça merak sarmıştım değerler mevzusuna. Bilim insanlarının bu konuda çok enteresan çalışmaları var. Bir ara sizinle paylaşırım. Ama şimdi tarihi bir değere dün dokunmuş olmamın anısına aşağıdaki fotoğrafı göstermek istiyorum. Zaman içerisinde teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin tarihsel bir değer insana çok müthiş görünüyor arkadaşlar. Dün de beni bu kamyondan bozma otobüs o müthiş duygularla sardı. Tarih bambaşka bir dünya gerçekten de...