Sandrine Thuret, laboratuvarında, yetişkin nörogenezi çalışmaları yürüten bir bilim insanı. Yetişkin beyinlerinin yeni sinir hücreleri oluşturma sürecini inceliyor. Yetişkin beyinlerinin yeni sinir hücreleri yapmayı sürdürdüğü, 1990’lara kadar bilinmiyormuş. Bu yeni bilgi ile birlikte Sandrine Thuret, şu iki sorunun cevabına odaklanmış:
Hangi diyet ve davranış değişiklikleri, hayatımız boyunca yeni sinir hücreleri oluşturmamıza yardımcı olur? Depresyon ve Alzheimer gibi hastalıklarla, beynin hangi yetenekleri büyütülerek mücadele edilebilir?
Sandrine Thuret; beynin bölgelerinden hipokampus üzerinde odaklanmış. Nedenini şöyle açıklıyor “Uzun süredir biliyoruz ki bu bölge; öğrenme, bellek, ruhsal durum ve duygular için önemli bir bölge. Ancak, yeni öğrendiğimize göre bu bölge yetişkin beyninin eşsiz bölgelerinden birisi, çünkü yeni sinir hücreleri burada çoğalıyor.“ diyor.
Bu bölgedeki yeni sinir çoğalmaları ya da azalmalarının; bellek, bellek niteliği ve ruhsal durum ile doğrudan güçlü ilişkisi olduğu keşfedilmiş. Hemen akla takılan soru: Peki yeni sinir hücresi yapılmasını hangi koşullar desteklerken, hangi koşullar engelliyor?
Buyrun size, Sandrine Thuret tarafından açıklanan, basit ama yaşlanmanızla çok ilişkili iki liste.
- Sinir hücreleri yapımını destekleyen ve bunalım belirtilerini azaltan liste:
- Öğrenmek
- Yeterli uyku
- Koşmak ve fiziksel olarak etkin olmak
- Kalori alımını %20-30 azaltmak
- Aralıklı yemek yemek (öğünler arasına zaman boşluğu koymak)
- Flavonoid tüketmek (bitter çikolata ya da yaban mersininde bolca bulunuyor)
- Omega-3 yağ asitleri
- Sinir hücrelerinin çoğalmasını engelleyen ve bunalım belirtilerini arttıran liste:
- Doymuş yağlar
- Alkol
- Stres
- Kötü uyku düzeni
- Yumuşak dokulu besinler (çiğneme ortadan kalktığı için)
- Kanser ilaçları
Anlaşılan o ki beslenme biçimimiz; zihinsel sağlık, bellek ve ruhsal durum ile çok ilişkili. Çünkü yediklerimiz ve yeme alışkanlığımız, hipokampustaki yeni sinir hücresi üremesine doğrudan etkiyor. Yani sadece ne yediğimiz değil, yiyeceklerin dokusu, yeme zamanımız ve yeme miktarımız da büyük öneme sahip. Hani eski bir deyiş var ya “sen, yediğin şeysin”. İşte bir ispatı daha.