Bir seminere katılmıştım. Okul başarısı evde başlar içerikliydi. Sevdiklerimize, onlarla birlikteyken çok daha eleştirel bir gözle baktığımızı ve bu yüzden; istendiğinde en az 8 iyi özelliklerini bir çırpıda sayıvermekte güçlük çekeceğimizi deneyimletmişlerdi. Oysa mecburi bir ayrılık söz konusu olduğunda da bunun tam tersinin gerçekleştiği anlatılmıştı. Yani özet olarak sevdiklerimizi, birlikteyken eleştiriyor, ayrıyken yere göğe koyamıyormuşuz. %100 olmasa da haklılık payı yok değil.
Bir şeyleri düzeltebilmesine yardımcı olmak için bazen karşımızdaki insana doğru bir resim vermek isteriz. Kendini seveceği, kabul edeceği, kabul edilmiş hissedeceği... Bu değerli resim için ilk önce, onun güzel gerçekliğini güzel bir hediye paketi yaparak ona hatırlatmak ise ön koşul.
Peki, övgüye değer davranışlar ve özellikleri görmeyi içselleştirmemiş birinin, yani BAKMAYI BİLMEYEN birinin; ne becerisi olabilir ki doğru resim oluşturmaya. Başkasına doğru resim oluşturabilmek için ihtiyacımız olan o ilk ifadeyi bulmakta zorlanıyorsak bakmayı bilmiyoruz demektir.