- Fiziksel dayanıklılığınız ARTIYOR
- Zihinsel dayanıklılığınız (irade) ARTIYOR
- Duygusal dayanıklılığınız ARTIYOR
- Sosyal dayanıklılığınız ARTIYOR
Evet Jane, oyunun dinamiklerini öyle tasarlamış ki oyunun bir sonucu olarak bu 4 alanda dayanıklılığınız artıyor ve dolayısıyla yaşamla ilişkiniz şifalanma sürecine giriyor. Oyun hızla yayılmış. Pek çok dönüş almış oyunu deneyimleyen travma yaşamış insanlardan. Kanser, kronik ağrı, depresyon, hatta ALS gibi ölümcül hastalıklarla başetmeye çalışırken bu oyunu oynamaya başlamak ve sürdürmek, kendilerini daha güçlü ve daha cesur hissetmelerine neden olmuş. Aileleri ve arkadaşları tarafından daha iyi anlaşıldıklarını hissettiklerini, ve hatta acı çekiyor olsalar da, hayatlarının en zor zamanlarını yaşıyor olsalar da daha mutlu hissettiklerini söylemişler.
İnsan olarak pek çok travma yaşayabiliyoruz. Travmaların iki sonucu oluyor. Ya stres bozukluğu ya da travma sonrası gelişme durumu. Jane'in analttığına göre, travma sonrası gelişme durumunu yaşayan insanların en sık belirttiği beş şey şunlar:
- Önceliklerim değişti.
- Artık beni mutlu eden şeyleri yapmaktan korkmuyorum.
- Arkadaşlarıma ve aileme daha yakın olduğumu hissediyorum.
- Kendimi daha iyi anlıyorum. Artık gerçekten kim olduğumu biliyorum.
- Artık hayatımın yeni bir anlamı ve amacı var. Hayallerime ve amaçlarıma daha iyi odaklanıyorum.
Jane'in tasarladığı bu oyun, travma sonrasında stres bozukluğu değil, gelişme durumuna neden oluyor ve hatta ömrü 10 yıl uzatıyor. Jane şöyle anlatıyor: " Bu dört tip dayanıklılığı (fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal) arttıracak biçimde düzenli olarak egzersiz yapan insanların, bunu yapmayan insanlara göre 10 yıl daha fazla yaşadığı ortaya çıktı. Bu doğru. Eğer bu "üçe bir pozitif duygu oranı"nı düzenli olarak uyguluyorsanız, eğer bir seferde bir saatten fazla oturup pineklemiyorsanız, eğer her gün önemsediğiniz bir insanla iletişime geçiyorsanız, eğer iradenizi güçlendirmek için küçük hedefler belirliyorsanız, diğer herkesten 10 yıl fazla yaşayacaksınız."
Arada kalmasın. Üçe bir pozitif duygu oranı da ne demek şimdi? Yine Jane açıklıyor: "Eğer bir saat, bir gün veya bir hafta için hissettiğiniz her negatif duygu başına üç pozitif duygu hissetmeyi başarabilirseniz sağlığınız ve zor bir problemle başa çıkabilme beceriniz çarpıcı bir biçimde artar. Buna "üçe bir pozitif duygu oranı" deniyor."
Şimdi bu bilgiler ışığında dönüp kendime şöyle bir baktım da sezgisel olarak ben bu oyunu oynuyormuşum. Yukarıdaki 5 şey benim için de geçerli. Uzun süredir her negatif hissedişimi mutlaka dönüştürecek bir şey yapmaya çaba gösteriyorum. Pineklemeyi hiç sevmem, zamanımın çoğunu ayakta geçiriyorum. Bin şükür gündelik hayatım, önemsediğim insanlarla örülü ve hatta Güç Anlaşmalarım var. Günlükten başlayıp 10 yıllığa varana kadar hedeflerle kendi yaşamıma liderlik ediyorum. Hayata küsüp kendine acımak ve kaderine kahretmek en kolayı.
Derdim ömrüme ömür katmak değil. Amacım, ölürken keşkesiz olmak. Çünkü gerçek şu ki aslında ömrümüz kocaman bir geri sayım. Hepimiz öleceğiz ve o an geldiğinde ne kadar yalvarsak da vııırrrt diye geri sarmayacaklar hayatımızı. O halde var mısınız oyuna? :)