Nehrin kenarı....

Bazen nehrin kenarından bakmak iyi gelir insana. İlaç gibi bir şeydir. Fikrini şifalandırır. Saatlerce oturup baksanız ve değişimdeki o hızı izlediğinizde şaşarsınız. Aynı nehirde iki kere yıkanılamayacağına dair metafor gelir akla. Mümkün müdür, değil midir?

Sizin nehirle ilişkiniz ne durumda hiç düşündünüz mü?
Akıntının tersine mi yüzüyorsunuz, yüzdünüz kenarda mı dinleniyorsunuz, akıntıya kapılmış öylesine gidiyor musunuz, akıntının enerjisini yönetmeyi öğrendiniz de yakaladığınız uyumun tadını mı çıkarıyorsunuz?

Hiç bilmediğimiz bir dilde bize evrenin sırrı sunulsa tek kelime anlamaz ve "ne diyor bu yaaa?" der geçeriz. Yani; nehrin dilini öğrenmediğimiz sürece, onu anlamaz ve onunla ilişkimizi de yönetemeyiz.

Nehri dilini öğrenmenin adı FARKINDALIK.

Bu dili öğrenmek için yola çıkanlara YOLCU diyorum ben. Yolcular nehrin kenarında karşılaştıklarında tanırlar birbirlerini. Sırt çantalarındakileri paylaşırlar birbirleriyle. Kimi zaman alıp hemen sindiririz, kimi zaman sonrası için saklarız, kimi zaman da "hayır, teşekkür ederim" der ve uzaklaşırız.

İşte bu da SEÇİM.

Nehir akmaya devam eder ve herkes durduğu yere göre, akıntıyla ilişkisine göre, nehrin dilinden öğrendiklerine göre, biriktirdiklerine göre, baktığında gördüklerine göre bambaşka şeyler deneyimler. Bu yüzden, aynı kaynaklara sahip olsak bile deneyimlerimiz başkalarınınkinden farklı ve bize özgüdür.

İşte bu da BENZERSİZLİK.

                                                                       Bazen nehrin kenarından bakmak iyidir, ilaç gibi bir şeydir :)